Esra Aysun'un Galerist Gazetesi için Didem Özbek ve Osman Bozkurt'la yaptığı söyleşi editör tarafından kısaltılarak yayınlandı. Aşağıda, röportajın tam metnini bulabilirsiniz.
GALERiST Gazetesi PiST Röportajı / Esra Aysun
Eylül 2008
Pangaltı’da eskiden bir bakkal, elektrikçi ve lokanta olarak faliyet gösteren 3 dükkan 2006 yılından itibaren PiST’in mekanı. İstanbul’un önde gelen sanatçı inisiyatiflerinden olan PiST ise sanat gündemini 16-19 Ekim 2008’de Londra’da gerçekleşecek Frieze Sanat Fuarı’na katılımı için aldığı davetle dolduruyor.
Şüphesiz, PiST’in Frieze’e katılımı İstanbul’ daki sanatçı oluşumları için yeni bir açılım yaratacak. Kurucuları Osman Bozkurt ve Didem Özbek ile konuştuk.
EAA-
PiST’ in bu güne kadar gerçekleştirdiklerine baktığımızda gerçekten ekibin iki kişiden oluştuğuna inanmak çok zor.
PiST öncelikle bir sergi alanı, hem farklı sanatçıların hem de sizlerin proje ve sergilerine ev sahipliği yapıyor. 7 gün 24 saat açık bir sergi vitrini var. Bunun yanısıra 2006 yılından beri yaptıklarınız arasında sanatçı konuşmaları serisi, sanatçı kitabı tanıtımları ve güncel sanat oluşumları arasında bir network kurulması için önemli bir adım olan sanatçı inisiyatifi toplantıları, film gösterimleri ve e-flux gibi çarpıcı uluslararası projeler var.
PiST’in daha geniş bir çevre tarafından tanınmasını sağlayan ise İstanbul’un büyük bir eksiğini kapatan güncel sanat listesi LiST oldu.
Siz hem bir sergi alanı ortaya çıkardınız hem sanatçıların biraraya geldiği bir platform yarattınız hem de yaşadığı, varolduğu bölge ile ilişkiye geçen komşularla ilişkili projeler geliştirdiniz
OB-
Evet, epey bir projemiz var ancak bütününe baktığımızda hepsinin belli bir çerçevede toplandığını görüyoruz. Yaşadığımız çevreyi ise gözardı edemezdik; PiST bizim de uzun yıllardır yaşadığımız bildiğimiz bir bölgede başladı ve projelerimizi paylaşmak için ideal bir zemin yarattı. Üretim sergileme ve çok amaçlı bir şekilde kullandık ve kullanıyoruz bu alanları.
EAA
Pangaltı da İstanbul için özel bir yer değil mi?
OB
Evet, uzun yıllardır burada yaşadığımız için bölgeyi çok iyi tanıyoruz. Bu bölgenin tarihi, dinamikleri, kozmopolit yapısı bizim üretimimizi de çok etkiliyor. Genel olarak İstanbul’un sokak hayatı ve dinamikleri bizim üretimimize ve PiST projelerine çok yansıyor. İstanbul bizim için bir ilham kaynağı.
DÖ
PiST i kurarken Beyoğlu bölgesi dışında olmamız bizim için çok önemliydi. Özellikle LiST’in haritasında İstanbul’da güncel sanat mekanlarını yerleştirip bakınca Beyoğlu’ndan Tophane bölgesine doğru bir kayma olduğunu görüyoruz. Biz de Taksime 20 dakika yürüme mesafesindeyiz ama Şişli Belediyesi’ne bağlıyız. Hemen yanımızda Nişantaşı sanat galerileri, sinema ve tiyatrolarıyla geçmişten beri bir kültür alanı. Ama Nişantaşı ile bir izleyici alışverişimiz yok, PiST’in izleyicileri çoğunlukla Beyoğlu tarafından geliyor. Beyoğlu’nda olduğu gibi bir açılıştan diğerine gidemiyorlar ya da bir yerlere oturup birşeyler içemiyorlar, PiST için gelip geri dönüyorlar, bu yüzden sanırım halen ayrıcalıklı bir konumumuz var…
EAA
Pangaltı’dan Londra’ya yolculuk nasıl başladı?
DÖ
Bunda ilk açıldığımızdan beri yaptığımız projelerle bir devamlılık yakalamış olmamız sanırım Frieze’e davet edilmemizde etkili oldu.
OB
Aslında bu 1.5 yıla yayılan bir süreç. Önce niyet olarak belirtildi ve birbirimizi tanıdığımız ve iletişimde olduğumuz bir süreç başladı. Frieze’den Amanda Sharp bize yazarak bizi davet etti ve Matthew Slotover İstanbul’a gelerek PiST’i ziyaret etti, devamında biz de Frieze’e giderek bir sonraki yıl ne geliştirebileceğimizi düşündük. Çok destekleyici ve olumlu davranarak bizi motive ettiler.
EAA
Aslında sizin sanatçı kimliğiniz de mutlaka bunda etkili olmuş olmalı. İnisiyatifi başlatmadan önce zaten ikiniz de sanatçı olarak İngiltere ile bir ilişkideydiniz.
OB
Evet benim en son Haziran 2007’de Londra’da katıldığım bir sergi var. November Payton’ın da küratörlerinden olduğu Tate Modern’de Tribune Hall’daki Global Cities sergisiydi. Türkiye’den Hüseyin Alptekin ve ben davet edildik. Ücretsiz gezilebilen bir alanda 1-1.5 milyon kişi tarafından işlerimin görülmüş olması benim için çok etkileyici bir tecrübeydi.
DÖ
Londra benim de yüksek lisans eğitimim sırasında yaklaşık 3.5 yıl yaşadığım iyi bildiğim bir şehir. Bu yüzden Frieze ile bağlantı kurulduğunda kendimi rahat hissettim ama onlar da bize çok destekleyici ve rahat davrandılar. Açıkçası böyle iyi bir iletişim İstanbul sanat ortamında gerçekleşebilir miydi emin olamıyorum.
OB
Daha önce Türkiye’den Frieze’e 2 kurum katıldı: galeri olarak Galerist ve özel proje daveti alan Platform Garanti Güncel Sanat Merkezi. Türkiye’de de hepimizin çabası bu: sanat ortamını geliştirmek; ve son dönemde fuarların yaptığı da bu, ticari sanat piyasasını daha sorunsuz işler hale getirmek. Ne yazık ki ancak son dönemde uluslararası sanat haritasında görünür olmaya başladık. Ama bu sadece fuarlarla değil, buradaki sanat üretiminin desteklenmesi ve Türkiye’li sanatçıların uluslararası dolaşımına girmesiyle olabilir.Ve işte bu haritaya daha çok yaklaştığımız için de bence Frieze artık Türkiye’yi fuarda daha çok görmek istedi.
EAA
Peki PiST olarak fuarda özel bir alanda mı konumlandırılacaksınız?
DÖ
Hayır, bütün diğer galerilerden farksız olarak aynı çerçevede bir alanımız olacak. Bizim gibi kar amacı gütmeyen bir mekan daha olacak Frieze’ de ama kurumun ismini bilmiyoruz ve bizim de kar amacı gütmeyen bir mekan olmamızı telaffuz etmemizi istemiyorlar. PiST’de fuara katılan 150 galeriden biri olarak geçiyor katalogda.
EAA
Frieze size bu katılım için nasıl bir destek veriyor?
DÖ
Sadece fuar alanı kiramızı karşılıyorlar ama geri kalan tüm harcamalar bize ait – ulaşım, sanat eserlerinin üretim ve nakliyesi ve kalış…Ve bizim hem kendimizi hem de ülkemizdeki çağdaş sanatı en iyi şekilde oraya taşımamızı bekliyorlar elbette.
EAA
Türkiye’ de güncel sanat için ayrılan bir devlet fonu ya da Amerika ve Avrupa’daki gibi güncel sanata fon ayıran gelişmiş bir vakıf sistemi olmadığını biliyoruz. Siz zaten bu yoklukta bir kurumu var ediyorsunuz, bir adım daha atıp bu yurtdışı projesini nasıl gerçekleştireceksiniz, bunun için bir destek arayışına giriştiniz mi?
OB
Frieze bizim için çok büyük bir proje ve Londra dünyanın en pahalı şehirlerinden biri. Epey bir bütçeye ihtiyacımız var. Gider kalemlerimiz: işlerin üretimi, nakliye, konaklama ve ulaşım v.s.
Özel kurumlardan destek arayışımız var ama varolan sponsorluk sistemi bizim gibi küçük oluşumları dikkate almıyor malesef.
Ama iyi bir gelişme de oldu, Canan Pak Frieze projesi için önemli bir destek verdi bize, hem maddi hem manevi. Canan Hanım olmasa Frieze için gerçekleştireceğimiz özel projeyi yapabilmemize imkan yoktu. Bu proje için gerekli olan endüstriyel üretimi Canan Hanım sayesinde yapabiliyoruz.
EAA
Bu da sanırım kurumları ikna edebilecek kişilerin sanatçılar değil ama sanatı tanıyan, bilen ve yaşayan kişiler olduğunu gösteriyor bize. Koleksiyonerler aslında birer sanat hamisi olarak sanatçı ve sanat destekçisi olabilecek kurumlar arasında bir bağ yaratabilirler.
OB
Evet çünkü inanç gerekiyor. Biz yaptığımız işe çok inanıyoruz ve bizimle bu inancı paylaşan kişilere ve kurumlara ihtiyacımız var. İstanbul 2010 AKB ile görüşmemiz ise halen devam ediyor. Türkiye’de ilk defa güncel sanat için ayrılmış bir fon var ve bu bizim için bir şans elbette. Görsel Sanatlar Yönetmenliği, Beral Hanım projemizi destekliyorlar ancak yapısal olarak bürokratik süreç çok uzun sürüyor maalesef.
DÖ
PiST bugüne kadar projeleri için bir fon ya da sponsorluk desteği bulamadı. Aile desteği olmasa PiST varolamazdı açıkçası. Ama PiST’in Frieze’e gitmesi sadece bizim için değil İstanbul güncel sanat ortamı için de çok önemli bir gelişme. Biz orada İstanbul’da neler olduğunu göstereceğiz. Bizim oradaki başarımız İstanbul sanat ortamına daha çok dikkat çekecek.
Aylardır özel kurumlardan görüşme talep edip sponsorluk arıyoruz ve bahsettiğimiz o ortak dili yakalamakta zorlanıyoruz. Hep yakındığımız, dünyadaki negatif imajımızı en kolay düzeltecek, en kuvvetli medyum da sanat aslında. Umarım kurumlar gelecekte İstanbul’dan yurtdışına çıkacak başka sanat oluşumlarına daha çok destek olabilirler.
EAA
Peki Frieze’ de ne sergileyeceksiniz?
OB
Özel bir proje yapıyoruz. Türkiye’ den başka güncel sanatçıların da işlerinin olacağı bir sergi ve sanatçı portfolyoları olacak. Bu sanatçıların arasında hem genç hem de deneyimli sanatçılar var ; daha önce birlikte çalıştığımız ya da çalışmadığımız.
DÖ
Biz kendi işlerimizin yanısıra –Osman Bozkurt ve Didem Özbek dışında- Frieze kapsamında temsil etmek istediğimiz sanatçıları davet ettik projemize: Fahrettin Örenli, Yang Ah Ham (Kore’li, Bu yıl Hermes ödülüne aday gösterildi Shangai Bienali’ne de katılıyor). Sefer Memişoğlu, Köken Ergun ve bu sene Berlin Bienali’nde işleri sergilenen Caner Arslan ve geçtiğimiz Haziran’ da ilk kişisel sergisini PiST’te açan İz Öztat olacak.
EAA
Neden sadece Türkiyeli değil uluslararası isimler?
OB
Biz sadece yerel bir sanat pratiği gütmüyoruz. Bulunduğumuz merkezin İstanbul olması çok önemli ama biz yurtdışında yaşayan diğer sanatçılarla da etkileşim halindeyiz.
DÖ
Ve LiST de bizimle Frieze’e geliyor. İstanbul güncel sanat piyasasını görünür kılacak.
EAA
LiST oldukça ilgi uyandıran bir üretim oldu. Ama LiST’i bedava olarak 40.000 adet nasıl dağıtabiliyorsunuz İstanbul’da?
OB
LiST Didem’in Artist Information projesi kapsamında 10.Uluslararası İstanbul Bienali sırasında başlattığımız bir yayın. Önemli bir ihtiyaç karşıladığını düşünüyoruz ancak 40.000 İstanbul için yetersiz kalıyor aslında. İyi bir dağıtım ağımız var. Ayrıca idefixe sayesinde 10 bin adetlik bir bölümünü tüm Türkiye’deki kitap alıcılarına dağıtıyoruz.
LiST, katılımcı mekanların katkısıyla yayınlanıyor. Bir de listingde yer alan kurumların dışında reklam alanları var. Tüm maliyeti bu iki kaynakla karşılamaya çalışıyoruz.
LiST tamamen güncel sanata odaklanmış ve belli kriterler dahilinde mekanların yer alabildiği bir yayın. LiST’in yer verdiği sergi ve kurumları gezen bir izleyiciye bir güncel sanat seçkisi sunulmuş oluyor. Önümüzdeki sayılardan itibaren LiST için bir de danışma kurulu oluşturuyoruz. Bu kurul sanat profesyonellerinden oluşacak ve gelen kurum/mekan tekliflerini artk biz değil bu kurul değerlendirecek.
PiST olarak biz İstanbul sanat ortamının olabildiğince aktif, dinamik, kendini gösteren ve genişleyen bir profille devam etmesini önemsiyoruz. İzleyici sayısının artmasını istiyoruz ve LiST sayesinde sanat profesyonellerinin dışında farklı bir izleyici yarattığımıza inanıyoruz. Güncel sanatın ana medyada yerini bulamadığı ya da etkinlik haberleri arasında kaybolduğu durumda, LİST’le güncel sanatın görünürlüğüne katkıda bulunuyoruz.
EAA
PİST Frieze sırasında satış yapacak mı?
OB
Evet. Kar amacı gütmeyen bir mekan olarak varoluyoruz ama kar amacı gütmemek zarar etmek demek değildir. Giderlerimizi karşılamak için gelirimiz olmak zorunda ve bu geliri sağlayacak en önemli kaynak da sonuçta gene sanatçının üretimi için kullanılacak olan sanat işleri.
DÖ
Sanatçı olmak, ve bunu profesyonel bir meslek olarak sürdürmek ekonomik bir durum gerektirir. İşlerinizin bir arz-talebi oluşur. Bizim gibi bağımsız mekanlar yurtdışında sanatçılarının işlerini satabiliyorlar, Türkiye’de de kendi yağımızda kavrulabilmek adına bunun yerleşmesini desteklemek gerektiğine inanıyorum. Çünkü bizde mekanların desteklenmesi için bir fon yok. Yurtdışında örneğin Hollanda’da olduğu gibi sadece kurumsal ve devlet desteği alarak iş yapan, hayatını sürdüren sanatçılar var. Aldıkları fonlarla bir yıl boyunca hem standard harcamalarını karşılayıp hem de proje üretebiliyor, farklı şehirlere gidip üretim yapabiliyorlar. Umarız ki sanata kurumsal fon desteği açısından 2010 yeni bir açılım yaratacak. Ama o da bitecek. Güncel sanat için kurumsallaşmış, kalıcı bir fon olması gerekiyor.
EAA
Frieze’ den önce ya da sonra PiST için bir değişim olacağını düşünüyor musunuz? Beklentiniz nedir?
DÖ
Frieze 5 günlük çok heyecanlı bir dönem olacak ama asıl öncesinde hararetle yapacağımız enstalasyon ve götüreceğimiz işler için üretim ve fon arayışı aşamasındayız. Üretime ancak finansman sağlanınca başlayabileceğiz. Asıl vakit alan kısım bu fon arayışı oluyor. Ama tabii ki Frize’deki tecrübemizin bizi geliştireceğine inanıyoruz.
OB
Proje aşamasındaki işlerimizi yapmaya devam edeceğiz her zamanki gibi. Asıl ümidimiz Frieze sonrası bilinirliğimiz artacağı için destek bulmamızın kolaylaşması.
Dünyanın en önemli sanat organizasyonlarından birini yapan yöneticilerin İstanbul’ da bir mahalle arasına gelerek PiST’in ne yaptığını görmeleri ve bağımsız bir sanat mekanını Frieze’e davet etmeleri aslında İstanbul’a bir “şeyler” söylediklerini gösteriyor bizce.